Mevsimsel Beslenmenin Doğa ve Sağlığınız İçin Faydaları
İnsan bedeni doğayla uyum içinde çalışan, muhteşem bir mekanizmaya sahip. Bu mekanizmanın kusursuz işleyişinde en önemli rolü ise tükettiğimiz besinler üstleniyor. Hücrelerin yapı taşı olan aminoasitlerden hormonların işlevlerini doğru şekilde yerine getirebilmesini sağlayan vitaminlere; beyinden sistemlere iletilmesi gereken mesajların taşınmasında görev alan minerallerden metabolizma faaliyetlerinde kullanılan enerji kaynağı besin öğelerine, bedenin yaşamsal fonksiyonlarını sürdürebilmesi için besinlere ihtiyacı var.
Hepimiz, bütünsel sağlığımızı korumak ve desteklemek için sağlıklı ve dengeli beslenmeye, yiyecekler aracılığıyla bedenimizin ihtiyaçlarını karşılamaya çalışıyoruz. Ancak doğada gerçekleşen değişimlerle birlikte vücudumuzun ihtiyaçları ve sistemlerin işleyişi de sürekli bir değişim içinde. Örneğin, havaların sıcak olduğu yaz mevsiminde su ihtiyacımızın artmasıyla birlikte su oranı yüksek yiyeceklere daha fazla ihtiyaç duyarken, soğuk kış aylarında bağışıklık sistemimizi destekleyecek ve vücut ısımızın korunmasına yardımcı olacak yiyeceklerle beslenmek önceliğimiz haline gelebiliyor.
Mevsimsel beslenme nedir?
Ekolojik dengenin ayrılmaz bir parçası olan insan, diğer tüm canlılar gibi ihtiyaçlarını doğanın sunduğu kaynaklar aracılığıyla karşılıyor. Dolayısıyla binlerce yıllık evrim sonucunda bugünkü haline gelen bedenlerimiz, doğadaki değişimlerle ve döngülerle uyumlanmış bir ‘biyolojik ritim’ doğrultusunda hareket etmeye programlı. Metabolizma faaliyetlerimizin tamamını kapsayan bu biyolojik ritimle uyumlu bir yaşam tarzı sürdürmek geçmişte ‘görece’ daha mümkün olsa da, günümüzde uzun saatler masa başında oturarak çalışıyor olmak, işlenmiş, koruyucularla ve kimyasallarla olgunlaştırılmış gıdalarla beslenmek, yaşadığımız coğrafyada yetişmeyen yiyecekleri tüketmek gibi pek çok çevresel koşul biyolojik ritmimizin dengesizliğe girmesine neden olabiliyor. Buna ek olarak, gelişen teknoloji ve sanayileşmeyle birlikte 21.yüzyılda yiyecekleri ekme, üretme, işleme ve tüketme şeklimizde yaşanan önemli değişimler de beslenme stilimizin ‘doğal’ olandan uzaklaşmasında önemli bir rol oynuyor.
Yaşam tarzımızın ve beslenme alışkanlıklarımızın doğanın döngüsüyle uyumlu olmaması beden sağlığımızın yanı sıra, ekosistemin dengesine de zarar vererek doğal kaynakların çok daha hızlı tükenmesine, çevre kirliliğine ve gezegenin sağlığının da bozulmasına aracı olabiliyor. Mevsimsel beslenme, doğanın kendi akışına ve mevsimsel değişimlere göre sunduğu, doğal koşullarda, bulunduğumuz coğrafyada yetişen besinleri tüketmemizi, yani mevsiminde yetişen, yerel meyve ve sebzelerle beslenmemizi odağına alan, hem sağlığımız hem de çevre için sayısız faydası olan bir beslenme stili.
Mevsimsel Beslenmenin Faydaları
Mevsiminde yetişen ürünler hiçbir çevresel düzenlemeye, sağlığa zararlı kimyasallara, böcek ilacına ya da olgunlaştırıcıya ihtiyaç duymaksızın; tamamen doğal koşullarda büyüdüğü için, beslenme rutinimizde bu ürünlere yer vermek hem sağlığımıza hem de toprağın, havanın ve suyun temiz kalmasına yardımcı oluyor.
-
Bütünsel sağlığı destekler
Doğada kendi halinde, mevsim koşullarına uygun şekilde yetişen tüm besinler, insan vücudunun da o mevsimde ve çevresel koşullarda en çok ihtiyaç duyduğu besin öğelerini içeriyor. Örneğin, kış mevsiminde yetişen havuç, balkabağı, turunçgiller gibi kış meyveleri ve sebzeleri A ve C vitamini gibi bağışıklık destekleyici vitaminler yönünden son derece zenginken, yaz mevsiminde yetişen karpuz, salatalık, kabak gibi meyve ve sebzeler yüksek su içerikleriyle vücudunuzun artan su ihtiyacını karşılamasına yardımcı oluyor. -
Bağışıklık sistemini güçlendirir
Güneşte olgunlaşan, zamanı gelince hasat edilen, hasat edildikten kısa bir süre sonra hızla tüketilen mevsim meyve ve sebzeleri; soframıza ulaşana kadar binlerce kilometre yolculuk yapan, bozulmaması için olgunlaşmadan hasat edilen ve ancak kimyasallarla tazeliğini koruyabilen yiyeceklere kıyasla çok daha fazla antioksidan, besin öğesi ve sağlıklı bakteri (probiyotik) içeriyor. Bağışıklık sisteminin en önemli öğesi olan bağırsak florası sağlığının korunabilmesi, ancak bağırsakta bulunan dost bakterilerin dengelenebilmesiyle mümkünken, mevsimi dışında tüketilen pek çok yiyecekte bulunan koruyucu ve kimyasallar bağırsak florasındaki yararlı mikroorganizmalara zarar vererek bağırsak florasının dengesinin bozulmasına ve bağışıklık sisteminin zayıflamasına neden olabiliyor. Mevsimsel besinler lif yönünden zengin olmalarıyla bağırsak sağlığının; zengin antioksidan, vitamin ve mineral içerikleriyleyse bağışıklık sisteminin ihtiyaç duyduğu desteği fazlasıyla karşılıyor. -
Küçük ve yerel üreticileri destekleyerek yerel ekonomiye katkıda bulunur
Günümüzde tüm meyve ve sebzeleri mevsimi dışında da süpermarketlerde, manavlarda, hatta pazarlarda bile bulabilmek mümkünken; bu meyve ve sebzeler genelde yetişmeleri için uygun koşulların sağlandığı birkaç büyük serada ve endüstriyel çiftliklerde üretiliyor. Dolayısıyla mevsimi olmadığı halde satın aldığınız her gıda, yerel üreticileri ve küçük işletmeleri değil, seri üretim yapan, pestisit kullanan, ürünlerini olgunlaşmadan hasat eden ve gıdada kaliteden çok niceliğe odaklanan endüstriyel tarım üreticilerini destekliyor. Mevsiminde olgunlaşmış olan gıdalar uzun yolculuklarda hızla bozulacağı için, genelde yakınlardaki çiftliklerden ve yerel üreticilerden satın alınıyor. Bu da hem küçük işletmelerin desteklenmesini hem de besin içeriği daha zengin yiyecekler tüketmemizi sağlıyor. -
Daha ekonomik ve bütçe dostudur
Mevsiminde yetişen sebze ve meyvelerin üretiminde dışarıdan herhangi bir kaynak kullanılması gerekmiyor. Zaten o mevsimin koşullarına uygun sıcaklık, nem ve güneş ışığında büyüyebildikleri için yetiştirilmeleri için insan eliyle dışarıdan sağlanacak herhangi bir katkıya ihtiyaç duymaksızın, kendi kendilerine olgunlaşabiliyorlar. Üretim ve lojistik maliyetleri çok düşük olduğu için, çok daha uygun fiyata satın alabilir ve bu yolla bir yandan kendi sağlığınızı ve gezegenin sağlığını desteklerken, bir yandan da mutfak masraflarınızı önemli ölçüde azaltabilirsiniz. -
Karbon emisyonlarını önemli ölçüde azaltır
Sofralarımıza gelen yiyeceklerin uzun yollar kat ediyor oluşu sadece ihtiyacımız olan besin öğünlerinden mahrum kalmamamıza ya da toksik bileşenlerin vücudumuza alınmasıyla hastalıklara daha açık hale gelmemize değil; atmosfere de önemli ölçüde sera gazı salınmasına neden oluyor. Yiyeceklerin soframıza ulaştığı zamana kadar kat ettiği yolun uzaması daha fazla fosil yakıt kullanılması ve gezegene daha fazla karbondioksit salınması anlamına geliyor. Özellikle uçakla taşınan tropik meyveler ve sebzeler, atmosfere çok daha fazla karbon salınmasına neden olabiliyor. Mevsimsel beslenme, iklim değişikliğinin en önemli sebebi olan karbondioksit gazı salınımını azaltmasının yanı sıra, doğal kaynakların daha az kullanılmasını ve daha az kirletilmesini sağlayarak daha sürdürülebilir bir geleceğe de katkı sağlıyor.
Mevsimsel beslenme alışkanlığı kazanmanıza yardımcı olacak öneriler
- Mevsiminde olmayan hiçbir yiyeceği tüketmeyin. Çok sevdiğiniz ancak sezonu çok kısa olan çilek, vişne, kiraz, kapya biber, lahana, bamya gibi meyve ve sebzeleri mevsimi dışında da tüketebilmek için reçel ve turşu yapımı, kurutma, dondurma gibi saklama yöntemleri hakkında bilgi edinin.
- Özellikle meyve ve sebze alışverişleriniz için süpermarketler yerine mahallenizde bulunan manavları ya da semt pazarlarını tercih edin. Satın aldığınız yiyeceklerin nereden geldiğini, hangi koşullarda saklandığını ve böcek ilacı ya da hormon kullanılıp kullanılmadığını sorgulayın. Mümkünse, yaşadığınız yere yakın bahçeleri ve küçük çiftlikleri keşfederek meyve ve sebzelerinizi direkt üreticisinden almaya çalışın.
- Kendi besinlerinizi kendiniz yetiştirin. Balkonunuzdaki saksılarda ya da bahçenizde çilek, domates, salatalık, biber, patlıcan, taze soğan, taze sarımsak, lahana, pazı, yeşil fasulye, patates gibi pek çok meyve ve sebzeyi kolaylıkla yetiştirebilir, mevsiminde tüketebilirsiniz.
Sonbahar ve kış aylarında tüketebileceğiniz mevsim meyveleri ve sebzeleri
Eylül ayı – Sebzeler: Kabak, domates, bamya, patlıcan, kereviz, biber, dolmalık biber, salatalık, taze fasulye, mısır. Meyveler: Karpuz, kavun, avokado, elma, nar, incir, nar, muz.
Ekim ayı – Sebzeler: Lahana, karnabahar, havuç, mantar, kırmızı turp, ıspanak, pırasa. Meyveler: Elma, mandalina, armut, nar, üzüm, greyfurt, limon.
Kasım ayı – Sebzeler: Pancar, pazı, kereviz, karnabahar, patates, turp, pırasa, ıspanak, havuç, lahana, yer elması. Meyveler: Mandalina, nar, muz, kivi, elma, armut, greyfurt.
Aralık ayı – Sebzeler: Pancar, pazı, patates, havuç, pırasa, turp, ıspanak, kereviz, kara lahana, mor lahana, Brüksel lahanası, beyaz lahana, karnabahar, şevketibostan, yer elması. Meyveler: Mandalina, armut, elma, muz, bal kabağı, kivi, nar, muşmula, limon, kestane, greyfurt.
Ocak ayı – Sebzeler: Pancar, brokoli, patates, pazı, pırasa, turp, ıspanak, şalgam, kuzu kulağı, yer elması, lahana, kereviz, karnabahar, şevketibostan, balkabağı. Meyveler: Muz, greyfurt, ayva, armut, elma, kestane, limon, kivi, portakal, kumkuat.
Şubat ayı – Sebzeler: Pancar, şalgam, brokoli, patates, pırasa, ıspanak, karnabahar, lahanagiller, yer elması, şevketibostan, balkabağı, havuç, turp, kereviz. Meyveler: Ayva, portakal, kivi, elma, muz, limon, armut, greyfurt, pomelo, kumkuat.
Richmond Nua’daki konaklamanız sırasında mevsimine uygun olarak doğal ve faydalı bir içerikle hazırlanan ve misafirlerine bu bakış açısını sunan Beautyfood Menü’yü deneyimlemeyi unutmayın. Beautyfood Menü öğünlerde kullanılan içeriği ve pişirme teknikleri ile hem iştah açıcı ve lezzetli, hem de sağlıklı ve dengelidir.